//--> osmanli-devleti1299 | Osmanli Devleti | osmanli padisahlari | osmanli vezirleri | Osmanli Ansiklopedi Bilgileri


Osmanli Bizim Çektiğimiz Videolar

osmanli-devleti1299 | Osmanli Devleti | osmanli padisahlari | osmanli vezirleri | Osmanli Ansiklopedi Bilgileri

nigde kalesi

Gezilmeli-Görülmeli 

niÄde kalesi.jpgNiğde Kalesi: Selçuklu Sultânı Birinci Alâaddin Keykubat yaptırmıştır. Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde onarım gördüğü kitâbe ve motiflerden anlaşılmaktadır. En son Fâtih devrinde İshak Paşanın emriyle tâmir ettirilmiştir. Safevî ve Akkoyunlu tehlikesi sona erince kale tâmir ettirilmemiştir. Bugün kale ve onu çevreleyen üç sıra hâlindeki surlardan pek azı kalmıştır.

Alâaddin Câmii: Birinci Alâaddin Keykubâd zamânında Niğde Sancakbeyi Zeyneddin Başara tarafından 1233’te yaptırılmıştır. Selçuklu sanatının günümüze kadar en iyi korunmuş eserlerinden olup, mihrap ve minberi çok güzel bir sanat âbidesidir. Niğde’nin en eski câmisi olup Mîmar Sıddık bin Mahmûd ve kardeşi Gâzi yapmıştır. Sarı ve kül renkli kesme taştan yapılan câminin doğu kapısı son derece güzel geometrik motiflerle süslüdür. Câmi süslemeleri bakımından Selçuklu devrinin en kıymetli eserlerinden biridir. Damalı minâresi câmiye ayrı bir güzellik katmaktadır. 

Arkeoloji Müzesi :Kurşunlu Camisi’nde açılan 1974’de yeni binasına taşınan Arkeoloji Müzesi Şehitlik diye tanınan semtte, Cumhuriyet Lisesi arkasındadır. Kent ayakta kalan tarih açısından çok zengin sayılmasa da müze çevreden bulunan eserlerle zengindir ve gezmeye değer.

Sivrihisar Kalesi: Bizanslılar tarafından yaptırılmıştır. Altı adet kapısı olan bu kalenin ancak yeraltı depoları, sarnıç ve yer üstü tahıl anbarı günümüze ulaşabilmiştir.

Alâeddîn Câmii: İl merkezinde bulunan câmi, Selçuklu Sultânı Birinci Alâeddîn Keykubat tarafından 1220’de yaptırılmıştır. 1262’de Gıyâseddîn Keyhüsrev’in tâmir ettirdiği bu câmi, ilk yapıldığı devirden günümüze kadar çok tâmirâtlar görmüş, sâdece minâresi tâmir edilmeden gelmiştir. 

Gezilmeli-Görülmeli 

ispir kalesi.jpgİspir Kalesi: İspir ilçesinin kuzeybatısında Çoruh nehri kıyısındadır. Yapım târihi belli değildir. Saltuklu, Selçuklu ve Osmanlılar devrinde tâmir edilmiştir. Kalenin dış surları yıkılmış olup, iç kale surları ve burçları sağlamdır.

Erzurum Kalesi: Romalılar devrinde yapılmıştır. Osmanlı devleti zamânında ve o devre kadar bölgeye hâkim olan devletler tarafından bir çok defâ tâmir ettirilmiştir. Kaynaklarda üç kat surla çevrili olduğu bildirilen kalede 110 burç ve kule bulunuyordu. İç ve dış kuleler yıkılmıştır.

Hınıs Kalesi: Hınıs ilçesinin bahçe mahallesinde kayalar üzerine yapılmıştır. Yapım târihi kesin belli olmamakla birlikte İlhanlılar döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Kânûnî Sultan Süleymân devrinde tâmir edilmiş olan kalenin büyük kısmı yıkık vaziyettedir. 

Ulu_Camii_ve_Harput_Kalesi.jpgHarput Kalesi: Coğrafî durum bakımından târih boyunca önemli bir kale olarak kendinden bahsettirmiştir. Yalçın kaya üzerine inşâ edilmiş olan kalenin iç kısmında birçok yapı kalıntıları mevcuttur. İç kale ve dış sur olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir. Dış surlar tamâmen yıkılmış, sâdece Harput’a girişte bâzı kalıntıları zamânımıza gelmiştir. “Süt Kalesi” diye adlandırılan iç kale, muhâsarası çok güç olan bir kaledir. Roma, Bizans ve Arapların Harput Kalesini ele geçirdikleri târihî belgelerde mevcuttur. Yalnız bu devrelere âit izler kalede görülmemektedir. Kale duvarlarının örme tekniğinden, Osmanlılar devrinde de onarım görmüş olduğu anlaşılır. Kaleye âit onarım kitâbelerinden bâzıları Harput Müzesinde bulunmaktadır. Doğu Torosların yalçın kayalıkları üzerine kurulmuştur. Araplar Hısn-ı Ziyâd (Ziyâd Kalesi), Bizanslılar (Ziata), Türkler ise Harput Kalesi demişlerdir.

bruney.pngbruney bayragı.pngAsya kıtasının güney-doğusundaki Borneo Adasının kuzeydoğusunda bulunan, Güney Çin Denizine kıyısı bulunan, komşusu Savarak Devletinin topraklarının Güney Çin Denizine doğru bir koridor gibi uzanması sebebiyle iki parçaya ayrılmış küçük bir devlet. İngilizlerin koruması altındadırlar.

Târihi

Brunei’nin 15. asra kadar olan târihi hakkında pek fazla mâlumât bulunmamaktadır. İslâmiyetin buralarda yayılmasından sonraki târihi kesin olarak bilinmektedir. İslâmiyetin kabûlünden sonra dînin îcâbı olarak birlik, berâberlik içerisinde hareket ederek, bölgenin en güçlü devleti olan Brunei- Borneo Adasının tamâmına yakın bir kısmını idâresi altında bulunduruyordu. İslâmiyetin düşmanları, dolayısıyla da Brunei Devletinin düşmanları ülkeyi dâimâ zayıflatmaya çalışmışlardır. On dokuzuncu asrın sonunda iyice zayıflatılan ülkede 1888 senesinde İngiltere hâkimiyetini tesis etmiştir. 1959 senesinde kabul edilen bir anayasa gereğince, Brunei Sultanlığı yarı demokratik bir sistemle iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde İngiltere’nin himâyesinde olan bir devlet olarak son şeklini almıştır. 

 

kütahya.jpgTARİHÇE:Yerleşim tarihi itibariyle 7 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Kütahya İli, topraklarında barındırdığı uygarlıklara ait çok zengin bir kültürel mirasın da sahibidir.
Sanat değeri yüksek kaliteli seramikleriyle ünlü Hititlerin, barışçı bir toplum oldukları, müzisyen ve sanatçıları korudukları bilinen Friglerin, heykeltraşlıklarıyla ünlü Roma ve Bizanslıların, anıtsal mimaride ileri gitmiş, edibi, şairi, mutasavvıfı bol Selçuklu, Germiyanlı ve Osmanlıların birikimini yansıtan Kütahya, tarihinin her devresinde önemli bir ilim ve kültür merkezi olagelmiştir.


Hatay.jpgİsminin kökeni

Osmanlı devrinde “İskenderun Sancağı” adıyla anılan bölge, Cumhuriyet devrinde Türkiye’ye katıldıktan sonra“Hatay” ismini almıştır. Hititlere “Hatti” denir ve bunlar da, Hatay bölgesine “Hattena” derlerdi. Araplar “Antakiye”, Selökitler ise Antiokheia demişlerdir.

Tarihi

Hatay, Hititlerin bir toprağıydı Hitit imparatorluğunun yıkılışından az önce bu bölgede bağımsız bir Hitit devleti kuruldu. Başkenti Zencirli (Sam’al) olan bu devlet 150 sene devâm etti. M. Ö. 6. asırda Perslerin istilasına uğradı. Bilâhare Makedonya Kralı İskender, Anadolu’yu işgâl ve Pers (İran) Devletini yenerek bu bölgeyi de istilâ etti. İskender’in ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu, generalleri arasında taksim edildi. İskender’in generallerinden Birinci Selevkos Asya İmparatorluğunu, Birinci Selevkos’un oğlu Birinci Antiochus, Hatay bölgesindeAntakya şehrini kurdu.

elazıÄ.jpgTARİHİ

ELAZIĞ ili doğal şartların elverişli olması nedeniyle paleolitik (yontma taş) döneminden beri çeşitli toplulukların yerleştiği bir alan olmuştur.
Keban ve Karakaya barajları eski eserleri kurtarma projesi çerçevesinde yapılan arkeolojik kazı ve araştırmalar ,yöre tarihinin bilinmesine büyük katkılar sağlamıştır.
Bu çalışma ışığında Elazığ-Harput yöresinin bilinen en eski sakinleri Hurriler’dir. Arkeolojik kazılar sonunda elde edilen tabletlerden anlaşıldığına göre Hurriler ,Ön Asya da büyük bir bölgeye yayılmış ,M.Ö.2 bin yılının sonlarında kuvvetlenerek ırkdaşları Subar Beyleri’ni de egemenlikleri altına alarak ,sınırlarını genişletmişlerdir. Hurriler den sonra bölge Hititlerin hakimiyeti altına geçmiştir.

 

diyarbakir1.jpgTarihi

En eski medeniyetlerin kurulduğu “Mezopotamya” ile “Anadolu” medeniyetlerinin geçiş bölgesinde olan Diyarbakır’ın târihi çok eski devirlere uzanır. Çayönü Tepesi kazılarında, dünyânın en eski köyü bulunmuştur. Hitit İmparatorluğunun bir parçasıyken Hurri-Mitanni Krallığına dâhil olmuş, zaman zaman Babil ve Asuriler arasında (M.Ö. 1400) el değiştirmiştir. Asurlular devrinde bölge vâlilik merkeziydi. Daha sonra bölgeye Medler ve peşinden de Persler hâkim oldular. M.Ö. 4. asırda İskender, bu bölgeyi ve İran’ı Makedonya Krallığına kattı. İskender’in ölümünden sonra kısa bir müddet Selevkoslar İmparatorluğunun hâkimiyetinde kaldı. Tekrar târih sahnesine çıkan Partlar, bölgeyi ele geçirdiler. Mîlâttan sonra bir ve ikinci asırlarda bu bölge için Romalılar ve Partlar arasında çok kanlı savaşlar oldu
  • Burdasin: Ana Sayfa
    Bugün: 763
    Tıklama: 1066
    Çevrimiçi:
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol