1 murad rumeli de fetihlerin devami
1366’da Gelibolu, Bizans kayserinin dayısı Savua kontu Amadee tarafından işgal edildiyse de bir yıl sonra tekrar zaptedildi. 1367’de sultan Murâd Han’ın başlattığı Balkan fütûhâtıyla Tîmûrtaş Paşa, Bulgarlardan güneyde Kızılağaç’ı ve kuzeyde Yanbolu’yu, Lala Şahin Paşa da İhtiman ile Sofya’nın güneyindeki Samakov’ı fethettiler. 1368’de bizzat sultan Murâd, Balkan dağlarının güneyinde Burgaz yakınındaki, Bulgarlara âid Aydos’dan başlayarak Karirâbâd, Sözepof (Işepol) ve daha sonra Bizanslıların idaresindeki Hayrabolu’yu ve 1369’da Pınarhisar ile Vize’yi aldı. Evvelce zaptedilip sonradan elden çıkmış olan Kırkkilise’yi (Kırklareli) de tekrar fethettikten sonra, Doğu Trakya fütûhatını tamamladı. Bizans imparatoru Vize’yi geri almak için harekete geçtiyse de muvaffak olamadı.
Osmanlılar bölgeye gelinceye kadar, Tuna nehrinden Rodob Balkanlarına dek, Orta ve Güney Bulgaristan’a ve Trakya’ya sâhib olan Bulgar kralı Yuvan Şişman, Türklerle başa çıkamayacağını anladığından, sulh yaparak kızkardeşi prenses Marya’yı sultan Murâd’a verdi; Buna rağmen, Bizans İmparatoru beşinci Yoannis Paleolog’un teşvikiyle Sırp kralı Uğliyaşa ile de görüşüp Osmanlı Devleti’ne karşı ittifak ettiler. Nitekim 1372’de Samaku mevkiinde Sırp kralının ordusuyla birleşerek Lala Şahin Paşa’nın kuvvetleriyle muhârebeye tutuştu. Müttefik ordusunu Samaku’da büyük bir bozguna uğratan Lala Şahin Paşa, Köstendil kalesini zaptetti. Her iki devletin kralının da maktul düştüğü bu savaşla, Balkanlardaki mukavemet kırılarak Osmanlı Devleti’ne Makedonya kapıları açılmış oldu.
Bu zaferden sonra, Çatalca ve havalisindeki bâzı kalelerin fethini tamamlayan sultan Murâd, Evrenos Bey komutasında gönderdiği kuvvetlerle ikinci defa olarak, Gümülcine’yi, Borla, İskeçe ve Marolye kasabalarını; vezir Kara Halîl Hayreddîn Paşa’yı da mühim kuvvetlerle göndererek Kavala, Drama, Zihne ve Makedonya Sırp krallığının mühim şehirlerinden olan Serez ve daha sonra da Karaferye’yi fethettirdi. Serez uç sayılarak, akıncı kumandanı Evrenos Bey’e verildi ve buraya da Anadolu’dan aşiretler getirildi. Mühim bir şehir olan Serez’i geri almak için imparatorun oğlu Selanik despotu Manuel, şehirdeki rumları tahrik ederek bir ayaklanmaya sebeb oldu ise de Hayreddîn Paşa kumandasındaki kuvvetler zamanında gelerek isyânı bastırdı. Bundan sonra Selanik önlerine gelerek şehri kuşatan Hayreddîn Paşa, burayı kısa sürede fethetti.
Bu arada harekât hâlindeki Osmanlı akıncıları Vardar’ı geçip; Sırbistan, Bosna, Arnavutluk ve Dalmaçya’ya kadar uzanarak Adriyatik denizine dayandılar. Tesalya’yı geçerek Yunanistan’ın Atik havalisine kadar inen akıncılar; düşman arazisini tahrib edip maddî gücünü kırmak, ânî baskınlarla düşmanı rahatsız edip moral bozmak, keşif harekâtları yapmak, düşmanın pusu kurmasına engel olmak, ganîmet ve esir almak, yol ve köprüleri emniyet altında bulundurmak, hududlara Osmanlı adaletini tanıtmak gibi mühim vazîfeler icra ettiler.
Osmanlı kuvvetlerinin Makedonya’ya girerek Köstendil’e kadar gelmesi ve akıncıların geniş akın hareketleri, Yukarı Sırbistan despotu Lazar Grebliyanoviç’i sultan Murâd’la anlaşmaya mecbur etti. Lazar da Osmanlı ordusuna yardımcı kuvvet göndermeyi ve yıllık vergi vermeyi kabul etti. Bu suretle kral, prens ve despotların Osmanlı Devleti’nin yüksek hâkimiyetini tanıyarak vergi ve aynı zamanda muhârebelerde yardımcı kuvvet vermeleri geniş ölçüde fütûhat harekâtına girişen Osmanlı Devleti’ne büyük faydalar te’min etti. 1373’de Vize sancak beyi Şirmend Bey’den gelen haberde Bizans imparatorunun, kuvvet sevkiyle Vize etrafını yağmalattığı haberi öğrenilince, hemen Gelibolu’ya geçip kuvvetlerini Malkara’da toplayan Murâd Han, önce İpsala civarındaki Farecik kalesini, sonra da Çatalca taraflarına yürüyerek İnceğiz ve Çatalburgaz Polonya kalelerini aldı. Lala Şahin Paşa da Firecik kalesini aldığından Bizans imparatoru sulhe mecbur oldu ve Murâd Han iç işleri düzeltmek, teşkilâtlandırma çalışmalarına hız vermek için ihtiyâcı olan bir barış devresine kavuştu.