ayvansarayi huseyin efendi
AYVANSARÂYÎ HÜSEYİN EFENDİ
On sekizinci asır Osmanlı târih ve biyografi âlimi. Babası, 1747 senesinde vefât eden Hacı İsmâil Ağa’dır. Doğum târihi bilinmeyen Hüseyin Efendi, İstanbul’un Toklu Dede mahallesinde doğdu. Toklu Dede Câmii imâmı şeyh-ül-kurra Halil Efendi’den Kur’ân-ı kerîm kıraatini öğrenip ezberlediğinden hâfız lakabı verildi. Ahmed Karamam ve Mehmed Emin Tokâdî hazretleri gibi büyükleri görmekle şereflendi. Yeniçeri ocağına dâhil olan Hüseyin Efendi baltacılar kethüdâlığında bulundu. Mehmed Emin Tokâdî hazretlerinin talebelerinden Mustekîmzâde Süleymân Sa’deddîn Efendi’nin ilim ve feyzinden istifâde eden Ayvansarâyî Hüseyin Efendi, 1786 senesinde vefât etti. Eyyûb’de bulunan Zal Mahmûd Paşa Câmii avlusuna defnedildi.
Ayvansarâyî Hüseyin Efendi, Hocası Müstekîmzâde’nin tavsiyesi ile Hadîkat-ül-cevâmi’ adlı eserini yazdı. Bu eserinde, İstanbul’daki câmi ve mescidleri yaptıranlar, yapanlar ve minber koyanlar, câmilerin bahçesinde medfûn olanlar hakkında bilgiler verdi. Eserini ince bilgilerle süsledi. Bu câmi ve mescidleri yaptıranların, hayırla yâd edilmelerine vesile oldu. Müslümanların senelerce namaz kıldıkları mescidlerin ve arazilerin, daha sonra bâzı sahtekârlar tarafından çalınıp işgal edilmesine kısmen de olsa mâni oldu. 1779 senesinde tamamlanan bu esere daha sonra Seyyid Ali Efendi tarafından bir zeyl (ilâve) yapıldı. Yapılan bu zeyl ile 1837 senesine kadar İstanbul’da inşâ edilen câmi, mescid, dergâh ve banileri hakkında bilgi verildi. Eser 1865 senesinde zeyliyle birlikte iki cild hâlinde İstanbul’da basıldı.
Ayvansarâyî Hüseyin Efendi’nin Hadîkat-ül-cevamî’den başka üç eseri daha vardır. Mecmûa-i Tevârih adlı eserinde câmi ve tekkelerden başka, çeşmelerin yapılışları ile bâzı meşhurların vefât târihlerini veren târih manzûmeleri bulunmaktadır.
Vefeyât-ı Selâtin ve Meşâhir-i Ricâl adlı eserinde, pâdişâhlar ve özellikle İstanbul’da yatan tanınmış kişilerin hâl tercümelerini anlatmaktadır. Dört bölüm hâlinde tertip edilen eserin birinci bölümünde yirmi yedi Osmanlı sultânı, ikinci bölümünde İstanbul ve çevresinde gömülü devlet adamları, üçüncü bölümde; hayrâtı İstanbul’da mezarı başka yerlerdeki zâtlar, son kısmında ise hayrâtı ve mezarları İstanbul dışında olan zâtlar anlatılmıştır. Eser, verdiği bilgiler kadar, İstanbul yer isimleri konusunda da değerli bir kaynaktır. 1978 senesinde günümüz Türkçesi ile basılmıştır.
Vefeyât adındaki diğer bir eseri de, şâir pâdişâhların vefâtları, bâzı âlim ve şâirleri, Anadolu ve Rumeli’de yetişen bâzı evliyânın ve târihlerine dâir söylenen beytleri ve kısa biyografilerini ihtiva etmektedir.
On sekizinci asır Osmanlı târih ve biyografi âlimi. Babası, 1747 senesinde vefât eden Hacı İsmâil Ağa’dır. Doğum târihi bilinmeyen Hüseyin Efendi, İstanbul’un Toklu Dede mahallesinde doğdu. Toklu Dede Câmii imâmı şeyh-ül-kurra Halil Efendi’den Kur’ân-ı kerîm kıraatini öğrenip ezberlediğinden hâfız lakabı verildi. Ahmed Karamam ve Mehmed Emin Tokâdî hazretleri gibi büyükleri görmekle şereflendi. Yeniçeri ocağına dâhil olan Hüseyin Efendi baltacılar kethüdâlığında bulundu. Mehmed Emin Tokâdî hazretlerinin talebelerinden Mustekîmzâde Süleymân Sa’deddîn Efendi’nin ilim ve feyzinden istifâde eden Ayvansarâyî Hüseyin Efendi, 1786 senesinde vefât etti. Eyyûb’de bulunan Zal Mahmûd Paşa Câmii avlusuna defnedildi.
Ayvansarâyî Hüseyin Efendi, Hocası Müstekîmzâde’nin tavsiyesi ile Hadîkat-ül-cevâmi’ adlı eserini yazdı. Bu eserinde, İstanbul’daki câmi ve mescidleri yaptıranlar, yapanlar ve minber koyanlar, câmilerin bahçesinde medfûn olanlar hakkında bilgiler verdi. Eserini ince bilgilerle süsledi. Bu câmi ve mescidleri yaptıranların, hayırla yâd edilmelerine vesile oldu. Müslümanların senelerce namaz kıldıkları mescidlerin ve arazilerin, daha sonra bâzı sahtekârlar tarafından çalınıp işgal edilmesine kısmen de olsa mâni oldu. 1779 senesinde tamamlanan bu esere daha sonra Seyyid Ali Efendi tarafından bir zeyl (ilâve) yapıldı. Yapılan bu zeyl ile 1837 senesine kadar İstanbul’da inşâ edilen câmi, mescid, dergâh ve banileri hakkında bilgi verildi. Eser 1865 senesinde zeyliyle birlikte iki cild hâlinde İstanbul’da basıldı.
Ayvansarâyî Hüseyin Efendi’nin Hadîkat-ül-cevamî’den başka üç eseri daha vardır. Mecmûa-i Tevârih adlı eserinde câmi ve tekkelerden başka, çeşmelerin yapılışları ile bâzı meşhurların vefât târihlerini veren târih manzûmeleri bulunmaktadır.
Vefeyât-ı Selâtin ve Meşâhir-i Ricâl adlı eserinde, pâdişâhlar ve özellikle İstanbul’da yatan tanınmış kişilerin hâl tercümelerini anlatmaktadır. Dört bölüm hâlinde tertip edilen eserin birinci bölümünde yirmi yedi Osmanlı sultânı, ikinci bölümünde İstanbul ve çevresinde gömülü devlet adamları, üçüncü bölümde; hayrâtı İstanbul’da mezarı başka yerlerdeki zâtlar, son kısmında ise hayrâtı ve mezarları İstanbul dışında olan zâtlar anlatılmıştır. Eser, verdiği bilgiler kadar, İstanbul yer isimleri konusunda da değerli bir kaynaktır. 1978 senesinde günümüz Türkçesi ile basılmıştır.
Vefeyât adındaki diğer bir eseri de, şâir pâdişâhların vefâtları, bâzı âlim ve şâirleri, Anadolu ve Rumeli’de yetişen bâzı evliyânın ve târihlerine dâir söylenen beytleri ve kısa biyografilerini ihtiva etmektedir.