//--> osmanli-devleti1299 | Osmanli Devleti | osmanli padisahlari | osmanli vezirleri | Osmanli Ansiklopedi Bilgileri


Osmanli Bizim Çektiğimiz Videolar

osmanli-devleti1299 | Osmanli Devleti | osmanli padisahlari | osmanli vezirleri | Osmanli Ansiklopedi Bilgileri

cellatlar ve onlardan kalanlar

BOSTANCIBAŞI

 

     Saray bahçelerinin, köşklerinin ve surlarının muhâfazasından sorumlu olan Bostancıbaşı Ağa, Pâyitaht İstanbul’un âsâyişinden de sorumluydu ve Yalı Köşkü’nde otururdu. Cellâtların âmiriydi bostancıbaşılar. Kocaman kırmızı baratalarıyla, iri yapılarıyla ve acımasız tavırlarıyla insana ürperti veren bu şahıslar, padişahın yanından ayrılmaz, aynı zamanda onun özel muhâfızlığını da yaparlardı. Sadece padişah tarafından atanan ve yine onun tarafından azledilen bu şahıslar, padişahtan başka hiç kimseden de emir almazlardı. Sadrazam dahi bostancıbaşına emir veremezdi.

 

     CELLÂTLAR

 

     Îdâmına hükmedilecek şahıs, saraya bir vesîleyle dâvet edilirdi. Arz Odası’nda huzûra çıkınca, iki elini şaklatan padişah “ Bostancıbaşı ” diye gürlediğinde, dâvetli şahıs, bunun son dâveti olduğunu anlardı. Zaman olur, saraya dâvet, ölüme dâvet olurdu. Zaman olur, pâdişâhın hediyesi olan, içine kendi ölüm fermânı gizlenmiş kıymetli bir hediyeyi, uzak bir eyâletin vâlisine götürmekle vazîfelendirilmiş, ne götürdüğünü bilmeden yola çıkan zâbitlerin son gördükleri şahıs olurdu cellâtlar. Zaman olur, Dîvân-ı Hümâyun’da, Kubbealtı vezirlerinin karşısında, yakında kafasının kesileceği merhametsizce îmâ edildiği için beti benzi solmuş olanların yanlarında beliriveren kara bir gölge olurdu cellâtlar. Yedikule zindanlarının karanlık dehlizlerinde günlerce ölümünü bekleyen meşhur mahpusları boğmaları için gönderilen, sarayın korkunç yüzlü dilsizleriydi cellâtlar.

 

     CELLÂT KARA ALİ

 

    

 

Osmanlı târihindeki en meşhur ve en korkunç cellâtlardan biri Kara Ali’dir. Sultan İbrahim’in de cellâdı olan Kara Ali, pâdişah cellâdı olarak târihe geçmişti. Evliyâ Çelebi’nin ifâdelerinde bile ne derece tahkîr edilerek anlatıldığını görün:

 

     "Eyyüp Basrî, katl edileceklere guslettirip siyaset meydanına çıkartır; türlü tesellilerle imanı yeniletip kelime-i şahadet getirtir; boynunu kıbleye çevirip sağ eliyle başını sığadığında adamcağız donakalınca, iki eliyle tuttuğu kılıcı besmeleyle indirip kellesini teninden ayırır; ruhuna fatiha okurmuş. Sonra uzaktan bakanları çağırıp ibret alın diye nasihat edermiş. Bu kavmin üstad-ı kâmili Murad Han'ın cellâdı Kara Ali'dir ki, pazularını sığayıp ateş saçan kılıcını kemerine bağlayıp sair işkence ve karabend ve nakışbend ve kemendbend ve zünnarbend edeceği ucu aşık yağlı kemendleri kemerine asıp vesair işkence âletlerinden kelpedan ve burgu ve mismar ve buhur-ı fitil ve deri yüzecek tentraş ve polat tas ve türlü türlü zehirli göz milleri ve el ayak kırmağa mahsus baltaları iki yanına takıştırır. Omuzlarında servi ağacından altın bezekli kazıklar bulunan kalfaları da yedişer pare âlet ile kemerlerine ziynet verip yalın kılıç merdane cünbüş ederler. Amma ne'uzü-billah hiç birinin çehresinde nur kalmamış zehir gibi âdemlerdir."

 

     Evliyâ Çelebi, cellâtların pîri Eyyüp Basri'den bahsettikten sonra, üzerinde cellâtların kullandığı îdam ve işkence âletleri olduğu hâlde Kara Ali'nin, yamakları ile beraber, esnaf alayı geçişi esnâsında, halkın ürperişini anlatır burada.

 

     Cellât Kara Ali, Sultan İbrahim’den önce sadrazamı Hezarpâre Ahmet Paşa’yı boğmuştu. Koskoca sadrazamın cansız bedenini sürükleyerek Atmeydanı’na ( Sultanahmet Meydanı’na ) götüren âsî yeniçeriler, kudurmuş köpek gibi saldırdılar. Ahmet Paşa’nın bedenini parça parça ettiler ve annesine sattılar. Bu hâdiseden sonra Ahmet Paşa, Hezarpâre ( Bin parça ) Ahmet Paşa ismiyle yâd edilir oldu. Paşabahçe semti Hezarpâre Ahmet Paşa’nın köşkünün bir zamanlar burada olmasından bu ismi alır.

 

     Sadrazam Sofu Mehmet Paşa’nın emriyle Sultan İbrahim’i boğmak üzere, hapsedildiği küçücük mezar gibi hücresine gitmek zorunda kalan Cellât Kara Ali, pâdişâhın haykırışlarına dayanamayarak kaçmıştı. Cellât Kara Ali’den daha gaddar olan Sadrazam Sofu Mehmet Paşa, cellât ve yamaklarını, yaptığı baskıyla zorla Sultan İbrahim’in hücresine sokmuştu. Kara Ali, yamaklarının da yardımıyla gözyaşları içinde infâzı gerçekleştirmiş, Sultan İbrahim’i boğarak şehîd etmişti. Belki de cellât Kara Ali’nin gözyaşlarına ilk defa şâhid oluyordu O’nu tanıyanlar. 1664 te ölen fakat ölüm sebebi bilinmeyen Kara Ali’nin yattığı yer, Karyağdı bayırındaki cellât kabristanıdır. Belki de oradaki 4 mezar taşından biri Kara Ali’ye âit.

 

CELLÂTLARDAN GERİYE KALAN

 

     Pâyitaht dışında îdam edilen isyancıların kesik başlarının İstanbul'a getirilip saray kapısı önünde yere atılması, ibret taşlarına dizilmesi, mızraklara geçirilmesi; yakalanan eşkıya reislerinin çengele vurulması veya kazığa geçirilmesi, çarmıha gerilip at sırtında gezdirilerek teşhîr edilmesi, cellâtların, bir elde kanlı pala, ötekinde perçeminden tutulmuş esnaftan haraç toplayan zorbanın kesik başı, çarşı esnafından “hammâliye”  adıyla bahşiş toplamaları Sultan Abdülmecid’e kadar sürüp gitmişti.

     Abdülmecid Hân’ın sarayda cellât bulundurulması geleneğine son vermesiyle, cellâtlar ocağı da ortadan kalkmış, târihe mâl olmuştu. Onlardan bize kalan, Topkapı Sarayı’nın 2. kapısının ( Bâbusselâm’ın ) yanında bulunan cellât odaları, silah hazînesinde bulunan cellât satırı ve Eyüp’te birkaç yerde bulunan isimsiz, şekilsiz mezar taşları. Cellât çeşmesi dahi, Sultan 2. Abdülhamid Han tarafından Alman İmparatoru Kayzer 2. Wilhelm’in İstanbul’u ziyâreti esnâsında görmemesi için kaldırılmış, yerine Hamidiye Çeşmesi dikilmişti. Şu an cellât çeşmesinin yerinde bulunan Hamidiye Çeşmesi’nde, Padişah 2. Abdülhamid’in tuğrâsının altında “ el-Gâzî Sultan 2. Abdülhamid Han hazretlerinin müceddeden ibnâ ve inşâ buyurdukları Hamîdiye Çeşmesidir ” kitâbesi yazılı.

 
  • Burdasin: Ana Sayfa
    Bugün: 2
    Tıklama: 28
    Çevrimiçi:
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol