ayagin basima tac ola
AYAĞIN BAŞIMA TAÇ OLA
Sultan Ahmed devletin gailelerinin yoğun olduğu bir dönemde tahta çıkmıştır.Genç yaşta düntadan ayrılmıştır.Maneviyet yüklü ,içli duygulu dertli bir padişahtır.Derdi dünya ile ilgili
değil, ötelerle ilgili olmuştur hep.İstanbulun en görkemli camilerinden Sultan Ahmet Camii’nin
banisidir.Öyleki caminin yapılması için her şeyini vermiş,benimde emeğim olsun diye sırtında
taş taşımıştır.Ötelerin derdi onu yatağında yatırmaz olmuştur artık.Bir gün acep bir teselli bulurmuyum diye kimseden habersiz Topkapı sarayı’ndaki Kutsal Emabetler Dairesi’nin
Has oda’nın yolunu tutar.Allah Rasülünün,en sevgilininnalınlarını eline alır,iki gözü iki çeşme
Ağlar,ağalar,kendinden geçer,güzel gönlünün mırıltıları dudaklarından dökülmeye başlar.
“N’ola tacım gibi başımda götürsem daim
Kadem-İ pakini ( resmini ) ol Hazireti Şah-ı Resulün
Gül-i Gülzar-ı nübüvet o kadem sahibidir.
Bahtiya (AMEDA ) durma yüzün sür kademine o gülün
Yani,
“Keşke Peygamberler şahının o temiz ayaklarının nalinini bir taç gibi başımda taşıyabilsem.
O ayağın sahibi,Peygamberlik bahçesinin gülüdür.Öyleyse ey Bahtiyar Ahmed sende yüzünü
Ayağına sür o gülün” der. Bundan böyle I Ahmed, sarığına taktığı sorgucun içine Efendimizin (s.a.s. ) ayak izinin resmini koydurarak gönlünün sızısını dindirmeye çalışmıştır.
YEDİNCİ MİNARE OLMADAN ASLA
“ Öyle bir cami yaptıracağım ki,dünyaya örnek olacak “ diyerek temelleri atılan Sultanahmet Camii’nin inşaatı bitmiş,sıra minarlererinin yapılmasına gelmiştir.Sultan Ahmed yaptırdığı caminin 6 minareli olmasını ister,fakat o dönemde 6 minarelitek cami vardır;oda Kabe’dir.Kabe’ye 7 minare
Eklenir.Ardından Sultanahmed camisi 6 minaresiyle dünyada tek 6 minareli cami olarak yerini alır.
GÜL YAĞI İLE KARIŞTIRILAN HARÇ
Osmanlının Peygamber ( a.s ) şehirlerine hizmeti Yavuz Sultan Selim’in Hicaz topraklarını almasıyla başlar.Ancak ondan öncede bu kutlu şehirlerin ve hacıların ihtiyaçları Osmanlılar
Tarafından hep düşünülmüştür.Öyleki Sultan Fatih, Memluk Hükümfarı Kayıtbay’a bir ültümaton
Göndererek “ Ya Hicaz su yollarını tamir et,su getir yada müsade et ben yapayım “ demişir.
Memluk hükümdarı bu teklifi kabül etmeyince Osmanlı ve Memluklüler arasında gerginlik
Yaşanmış savaş için burun buruna gelinmiştir.
Medine’nin Osmanlı topraklarına katılmasıyla beraber artık “ En Sevgili’nin makamını aydınlatan kandillerde asla normal kandil yağı kullanılmamıştır.Yakılan hep ” Gül yağı” olmuştur.
İmparatorluğun son zamanları,en sıkıntılı dönemlerdir.1853-1856 Osmanlı –Rus harbi yani
Kırım savaşının masrafları bile İngiliz ve Fransızlardan borç alınarak karşılanmıştır.Ne varki
Allah Rasulü’nün türbeside tamir edilecektir.Tamir sırasında inşaat harcı su ile karıştırılmaz;
Harç gül suyu ile karıştırılır.
Kaynak osmanlıda peygamber sevgisi