1481 seyh hamdullah in istanbul a gelisi
islam yazı sanatını zirveye taşıyan hattat olarak tanımlanan Şeyh Hamdullah Amasya’da doğmuştur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte tarihçiler 1426- 1429 olabileceğini kaydetmektedirler.
Hamdullah Çelebi, dini ilimleri ve edebi bilgileri devrinin meşhur alimi Şehzade II. Bayezid ve Ahmed’in hocası Hatip Kasım Efendi’den tahsil etmiş, ileri seviyede Arapça öğrenmiştir.
İlk hat hocası Sufi Yahya Çelebi-zade Ali Çelebi olmuştur. Onun Fatih Sultan Mehmet’e katip olması üzerine Amasya’da Hayrettin Halil Çelebi hocalığında yazı eğitimini tamamlamıştır. Şeyh Hamdullah asıl gelişmesini Yakut Musat’sımi ve Abdullah Sayrafi’nin yazıları üzerinde yaptığı uzun çalışmalar sonucunda elde etmiştir.”
II.Bayezid, şehzadeliği ve Amasya valiliği sırasında Şeyh Hamdullah ile yakından ilgilenmiş, hatta Hamdullah’ın yazı hokkasını kendi elinde tutarak üstada hizmette bulunmuştur. Davetlerde de en yakınında oturtmuş, diğer misafirlerden ayrı tutmuştur.
Hocasının İstanbul’a geldiğini işiten Sultan Bayezid Şeyh’e olan muhabbetinden, ona yakın olmak ve sohbetinde bulunmak için sarayın harem dairesi civarında oda tahsis etmiştir. Daha sonra Şeyh Hamdullah, saraya katip ve saray hüddamlığına muallim tâyin edilmiştir.
HAMDULLAH'IN OKÇULUĞU
Hattatların piri Şeyh Hamdullah, “Şeyh” unvânını ok atıcılığından almıştır. Ok ve yay yapmakta meşhurdur. Şeyh Hamdullah iyi bir ok atıcısı olduğunu, 1100 adımlık atışıyla göstermiştir. Pehlivanlar arasında ok atış rekoru kırarak menzil sahibi üstat olmuştur.
Bu başarıları sebebiyle Padişah II.Bayezid tarafından Mahmud ve Hamza Dede’den sonra Ok Meydanı Atıcılar Tekkesi Şeyhliği’ne tayin edilmiştir.
Şeyh Hamdullah aynı zamanda iyi bir terzidir. Diktiği kaftanların dikiş yerlerini bulmakta zorlukta çekilirmiş. II. Bayezid’in şehzadeliği sırasında Şeyh Hamdullah kendi elleri ile diktiği ve hediye olarak verdiği kaftanda dikiş yerleri gizlenmiştir.
SON YILLARI VE ÖLÜMÜ
II.Bayezid’in vefatından sonra oğlu Sultan Selim zamanında sekiz yıl tamamen inzivaya çekilmiştir. Hem talebe yetiştirmiş, hem de manevi terbiyesine girmiş müritlerini irşat ederek günlerini geçirmiştir. Kanuni Sultan Süleyman Han’ın tahta çıkması ile tekrar padişahın teveccühüne mazhar olmuştur. 1526 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Vefat ettiğinde yaşı doksanın üstündedir. Mezarı Karacaahmet Mezarlığındadır.
ESERLERİ