//--> osmanli-devleti1299 | Osmanli Devleti | osmanli padisahlari | osmanli vezirleri | Osmanli Ansiklopedi Bilgileri


Osmanli Bizim Çektiğimiz Videolar

osmanli-devleti1299 | Osmanli Devleti | osmanli padisahlari | osmanli vezirleri | Osmanli Ansiklopedi Bilgileri

ulasim kayiklari

Ulaşım kayıkları

İstanbul kayıkları ölçüleri, şekilleri ve tezyinatları itibarile diğer Akdeniz teknelerinden ayrı bir hususiyet taşırlardı. Kayıklar Haliç ve Boğaziçi güzelliklerini seyredebilecek bir endazede yapılmışlardı. Süslerini nakışlar ve oymalar teşkil ederdi. Renkleri Türk kırmızısı, yeşil son devirlerde beyaz ve vernik sürülmüş tahtadan açık, koyu sarı idi. Vernikli piyadelerin kenarlarına 1-2 sıra koyu lacivert, mor, siyah, yeşil veya som yaldızdan şeritler çekilirdi.

Kayıklar gördükleri hizmetlere göre kırlangıç, preme, Pazar kayığı, piyade, mumhane sandalı, ateş kayığı, yangın kayığı, alet kayığı, safra kayığı, mezbele kayığı gibi isimler alıyordu.

Saray ve devlet ricaline aid kayıklar tersanede yapılırdı. Bu resmi vasıtalar makama mahsustu ve binilmeyen günlerde kayıkhanelerde dururdu. Paşaların kayıkları, yalılarının kayıkhanelerine çekilirdi.

Her sene yeniden yapılan veya tamirlerden geçirilen kayıklar devlet bütçesine büyük bir yük teşkil ediyordu. İnşaaları en ala kumaşlardan tefrişleri, Nakkaşhanede elvan boyalarla yapılan yaldızları pahalıya mal olurdu.

O devirlerde İstanbulda kayıkçılık mühim bir sanattı. Piyadelere ince endazeyi veren ustalar, maharetli nakkaşlar, yaldızcılar ve kürekçiler vardı.

En muhteşem kayıklar saraya aid olanlardı. Bunlar padişaha, valide sultana, hükümdar mahiyetindekilere ve harem takımına mahsus muhtelif büyüklükte teknelerdi.

Devlet ve ilmiye ricalininde rütbelerine, sınıflarına göre ayrı ayrı kürek adedinde kayıkları olurdu. İki çifte, üç çifte, dört çifte, beş çiftelere binmek bir teşrifat meselesiydi.

Padişahlar köşklü saltanat kayıklarına, ya da köşksüz yedi, beş, dört çiftelere binerlerdi. Bunlardan bazılarına tebdil kayığı denir ve bunlara binildiği vakit merasim yapılmazdı.

Bilhassa donanmaya giderken (filikalara süvar) olurlardı. Filikaların kürekleri bahriye neferlerinden seçilirdi. Bunlar ayrı bir kıyafet taşırlardı.

Padişahların deniz seferlerine iştirakte bindikleri teknelere (baştarde) derlerdi. 15. Asırda bu kadırgalar Sultan Beyazıd köşkü yanındakitersanede yapılırdı. 1585 senesine kadar padişahların burada binmelerine mahsus yaptırdıkları teknelere (yeşil kadırga) ismi verilmişti.

Bu kadırgaların bilhassa oturulan köşkü çok müzeyyen olurdu. Devrin en usta sanatkarları bu kayık tahtının tezyininde çalışırlardı.

18. asırda kayık köşklerinin direkleri ve baş tarafındaki kartallar gümüşten yapılırken 19. Asırda altın yaldızlı tahtadan imal edilmeye başlanmıştı.

II. Mahmud 1832 yılında kayıkların şeklinde değişiklik yaptırmış ve bugün muhafaza edilen şekil ve endazedeki kayıklar tipinde tekneler inşa ettirmişti.

19. asırda Osmanlı hükümdarlarının saltanat kayıkları 13 çifte köşklü ve kuşluydu. Valide sultanların kayıklarıda muhteşemdi. Köşklü ve köşksüz kayıkları mevcuttu.

Sarayda haremin en nüfuzlu kadın siması olan ve büyük bir rütbe sahibi bulunan hazinedar ustaya(devletlu, ismetlu) denilir ve kendilerine bir beş veya iki de üç çifte kayık tahsis edilirdi.

Padişah kızları ve kadınlarıda beşer çifte kayığa binerlerdi. Şehzadelerin beşer, dörder çifte kayıkları olur, mahiyetindekilere mahsus kayıklarda bulunurdu.

Abdülmecid ve Abdülaziz devirlerinde şehzadelerin müteaddid çifte kayıkları, kikleri ve filikaları vardı. Sultan aziz, veliaht murad efendiye süreyya vapurunu ihsan etmişti. Şehzadeler arasında yalnız veliaht bu vapurla gezintiler yapardı.

Saray kadınlarının bindiği kayıklar kırlangıç adını alırdı. Bunlar hafif yelkenli ve seri yollu teknelerdi.

1823 senesinde padişahın Hazinedar Ağasının 11 oturak sandalı ve yedi çifte piyadesi vardı. Baş mirahur yedi çifteye, ikinci mirahur beş çifteye binerlerdi. Çuhadar ağa ile Bebablar büyük kethudasınada yedişer çifte kayıklar tahsis olunmuştu.

Darüsseade ağalarının bir beş ve üç tanede üç çifte kayıkları mevcuttu. Kaptan paşalar kara kancabaş, yeşil kancabaş denilen yedi çifte kayıklara süvar olurlardı. Karadeniz boğazı Nazırı Devletlülere mahsus teknelere (kabanarin) denilir ve bunlar beş çifte kürekle çekilirdi.

Donanmada bugünkü motorların, eski istimbotların yerinde filikalar vardı. 1795`te tersanede bulunan frenk mimarlar, kaptan paşaya kendi tarzlarında yeni bir filika inşa etmişler ve bu tekne çok beğenilmişti.

Bu vasıtalarda bahriye erleri büyük bir maharetle kürek çekerlerdi. Bu intizam ticaret gemileri filikalarında görülmez. Muntazam kürek çekmeleri için daima emirler çıkarılırdı.

Kayık sandal tipleri zamanla değişiyor, bu teknelere yeni ilaveler yapılıyordu. 1873`de dağıstanlı Yusuf efendi çarhlı bir kayık inşa etmiş ve bunun köprüler arasında işlemeisne müsaade istemişti.

Sonraları makinalı kayıklar bir hayli ilerledi. 1881`de sünger avcılığında bu tip kayıklar kullanılmaya başladı. O tarihlerde devlet sünger ve balık avcıları hakkında tedbirler alıyordu. Bilhassa marmarada ecnebilerin (pranga denilen yirmibeşer tonilatoluk güverteli kayıklarla ve yelken açarak) dolaşıp balık tutmaları men ediliyordu.

Kayıkların, filikaların kürekçileride devir devir muhtelif elbiseler giyerlerdi. 1795`de tersanedki bu kayıkçılara eskisi gibi (siyah aba, beyaz aba, beyaz keçe) veriliyordu.

19. asrın ikinci yarısında saray kayıkçıları kışları çuha şalvar, perdahlı galoş, çuha setre, balıkesir abasından başlıklı yağmurluk ve yazları patiskadan şalvar, kolları geniş bürümcek gömlek, kırmızı, kahverengi veya mavi sırmalı cepken giyerlerdi.
 
  • Burdasin: Ana Sayfa
    Bugün: 74
    Tıklama: 97
    Çevrimiçi:
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol