//--> osmanli-devleti1299 | Osmanli Devleti | osmanli padisahlari | osmanli vezirleri | Osmanli Ansiklopedi Bilgileri


Osmanli Bizim Çektiğimiz Videolar

osmanli-devleti1299 | Osmanli Devleti | osmanli padisahlari | osmanli vezirleri | Osmanli Ansiklopedi Bilgileri

osmanli haberleri


Muhtesem Yuzyil adli dizi osmanliya hakarettir!!!
osmanli-devleti1299.tr.gg tarih 07.01.2011, 22:28 (UTC)
 Arkadaşlar herkez desteklemeli ve bu dizi kaldırılmalıdır. Osmanlı devletinin en saygın padisahlarindan kanuni ye yapılan ciddi bir haksızlıktır. Dizide kanuni sultan süleymanın içki ve harem düşkünlüğüne vurgu yapılmıştır bu kesinlikle yalandır. Hiç bir osmanlı padişahı içki yada harem düşkünü olması söz konusu değildir hele ki kanuni sultan süleymanın böyle bir yönü asla yoktur. Bu dizi yalan ve iftiralar üzerine yazılmış bir senaryosu olup tamamen reyting ve para uğruna uydurulmuştur. Ulu ecdatlarımızın böyle emellere alet edilmesi bizi derinden üzmüştür. Ayrıca osmanli-devleti1299.tr.gg olarak kınıyor ve ayıplıyoruz. Diziyi yayından kaldırmak amacıyla yapılan tüm müracatları destekliyor ve ulu ecdatlarmıza sahip çıkanları da canı gönülden kutluyoruz


 

osmanlı hanedanı nın yok olma tehlikeleri
gazete tarih 26.12.2010, 22:27 (UTC)
 Dünyanın en uzun süre devam eden hanedanlarından biri olan Osmanlı hanedanı tarihi boyunca birkaç defa sona erme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı.
Osmanlı ailesi reisi Osman Ertuğrul Osman'ın vefatı Osmanlı hanedanını gündeme getirdi. Osmanlı hanedanı, bir hanedanın altı asır hiç değişmeden iktidarda kaldığı nadir örneklerdendir. Hanedanın varlığı zaman zaman tartışılmış, bazı zamanlarda hanedandan tek erkek kalınca veya bazı padişahlar kısır çıkınca da hanedan birkaç defa sona erme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı.
HANEDANIN ORTAYA ÇIKIŞI

Osmanlı hanedanı 27 Temmuz 1302'de Bizans'la, Osman Gazi komutasındaki Türkmenler arasında meydana gelen Bapheus (Koyunhisarı) Savaşı'nda ortaya çıktı. Bu savaşta kazandığı başarı Osman Gazi'ye bir hanedan ku­rucusu karizması kazandırdı. Osmanlı hanedanı Oğuz boylarından Kayı­lar'ın Karakeçili oymağına mensuptu.

Osmanlı hanedanı kurulduğu yıllarda tartışıldı. Osman Gazi kendi iktidarına cephe alan amcası Dündar Bey'i 1300'lü yılların başında öldürdü. Osman Gazi'den sonra hükümdarlık babadan oğla geçerek devam etti. 1402-1413 yılları arasındaki Fetret Devri'nde yaşanan zorluklara rağmen hanedan varlığını sürdürdü. Padişahlar hanedanın imajını hep sağlam tutmaya çalıştılar. Kanuni Sultan Süleyman, ömrünün son yıllarında hasta olmasına rağmen, 1566'da Sigetvar seferine kendi ve hanedanın imajını yeni­den parlatma amacıyla çıkmıştı.

17. yüzyıla kadar tahta çıkan padişahların tamamının erkek çocuğu olduğu için hanedan tehlike yaşamadı. Hanedanın ilk krizi Birinci Ahmed'in 1603'te tahta çıkışında yaşandı. Birinci Ahmed tahta çıktığında 13 yaşındaydı. Genç padişahın çocuğunun olup olmayacağı bilinmediği için Birinci Ahmed'in cülusunda kardeşi Birinci Mustafa ise öldürülmedi. Bir süre sonra Birinci Ahmed'in çocukları olunca, hanedan sona erme tehlikesinden kurtuldu.

HANEDANIN TEK UMUDU

Osmanlı hanedanı en ciddi tehlikeyi Dördüncü Murad'ın ölümü sırasında 1640'ta yaşadı. Dördüncü Murad'ın ölmeden önce Osmanlı hanedanının hayatta kalan tek erkek üyesi olan kardeşi Şehzâde İbrahim'i öldürterek, yerine yakın çevresinden Mustafa Paşa'yı getirmek istediğini, an­cak saray halkının bunu engellediği söylenir. Bu konudaki bir diğer rivayet de, padişahın ölümünden sonra yerine Kırım Hanı'nın çıkarılmasını vasiyet ettiği, fakat bunun da Kösem Sul­tan tarafın­dan engellendiğidir.

Sultan İbrahim 1640'ta tahta çıktığı zaman hanedanın hayatta bulu­nan tek erkek üyesiydi. Cülusundan ilk oğlunun doğmasına kadar yaklaşık iki yıllık bir süre geçti. Bu süre zarfında padişahın bir oğlu olması için yapılmadık şey kalmamıştı. So­nunda 1642 yılının başlarında daha sonra Avcı Mehmed diye anılacak Şehzâde Mehmed'in doğması üzerine herkes rahat bir nefes aldı.

Hanedan, 18. yüzyılda ise kısır padişahlar yüzünden tehlikeye düştü. Birinci Mahmud ve Üçüncü Osman'ın 27 yıllık hükümdarlık sürelerinde çocukları olmayınca, hanedanın varlığı tehlikeye girdi. Üçüncü Mustafa 1757'de tahta geçince, hanedanın sürmesi için herkesin tek ümidi oldu. Fakat 1759'da padişahın ilk çocuğu kız doğunca endişeler devam etti. Beklenen şehzade ise iki sene sonra doğdu ve 1789'da Üçüncü Selim olarak tahta çıktı.

İkinci Mahmud'un 1808'de ağabeyi Dördüncü Mustafa'yı öldürtmesiyle hanedan yine bir tehlikeyle karşı karşıya kaldı. Ancak sultanın arka arkaya birçok çocuğunun olmasıyla hanedan varlığını 1922'ye kadar devam ettirebildi.

OSMANLI HANEDANINA ALTERNATİFLER

Osmanlı tarihi boyunca özellikle isyan günlerinde hanedana alternatif arayışları olmuştu. Feridun Emecen, "Osmanlı Hanedanına Alternatif Arayışlar: İbrahimhanzâdeler Örneği" isimli makalesinde bu konuyu ele alır.

Osmanlı döneminde Osmanlı hanedanına alternatif denildiğinde akla hep Kırım hanları gelmiştir. İkinci Murad ve Birinci Ahmed dönemlerinde Kırım hanları gündeme gelmişti. Dördüncü Murad, müneccimlerin "hanedanın kuş adı taşıyan biri tarafından sona erdirileceği" kehaneti üzerine Rodos'ta bulunan Şahin Giray'ı öldürtmüştü.

1687'de Dördüncü Mehmed, tahttan indirildikten sonra İstanbul'daki zorbalar Osmanlı hanedanı yerine Kırım hanlarından birinin tahta çıkarılması fikrini ileri sürdüler, fakat bu görüş fazla taraftar bulmadı.

Kırım Hanı'nın Osmanlı tahtına çıkarılmasının önerildiği en önemli olay 1703 Edirne İsyanı sırasında meydana geldi. Bu isyan sırasında Sokollu Mehmed Paşa'nın soyundan gelen İbrahim Han-zâdeler de hanedan alternatifi olarak zikredilmişlerdi.

Kırım hanlarının Osmanlı padişahı yapılması tartışmaları 1808'de IV. Mustafa'nın tahttan indirilmesi sırasında da gündeme geldi.

Hanedana bir alternatif ise İkinci Mahmud zamanında ortaya çıktı. İsyan ederek Osmanlı ordularını art arda mağlup eden, Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın asıl emelinin İstanbul'u ele geçirmek ve hatta Osmanlı hanedanına son vererek tahtı devralmak olduğu söylenir.

 

osmanli arsivleri tarihi aydinlatiyor
osmanli haber tarih 08.12.2010, 17:44 (UTC)
 Başbakanlık arşivindeki 125 milyon Osmanlı belgesinin 80 milyonunun tasnifi tamamlandı. Yaklaşık 75 kilometre uzunluğunda bir raf oluşturan belgeler titizlikle ayrılıyor.


Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay, `Osmanlı arşivlerinin, dünya ve bölge tarihinin aydınlatılmasında birinci derecede kaynak niteliği taşıyan dünyanın önde gelen arşivlerinden biri olduğunu`` bildirdi. KAYNAK NİTELİĞİNDE

Sarınay, Osmanlı Arşivleri`ndeki belgelerin, sadece Türk tarihini aydınlatmakla kalmadığını, aynı zamanda Osmanlı coğrafyasında bulunup da bugün bağımsız devlet olan 30`dan fazla ülkenin tarihinin aydınlatılmasında kaynak niteliği taşıdığını`` vurguladı. Sarınay, arşivlerdeki belgelerin Osmanlı döneminde kurumlarına göre tutulduğunu, kronolojiye göre de arşivlendiğini ifade ederek, şunları söyledi: `Osmanlı, yazışma geleneği son derecesağlam, bürokratik gelenekleri oturmuş bir devlet. Aksi halde bu kadar uzun bir ömür süremez, bu kadar belge de intikal etmezdi. Bizde Osmanlı Devleti`nin ilk dönemine ilişkin belge azdır. Bu, devlet yapısından ve sistemli arşiv olmamasından da kaynaklanıyor. Arşivlerde, Fatih Sultan Mehmet döneminden 1920`ye kadar kesintisiz belgeler var. Eski sistemde belgenin bulunması 1-2 gün sürüyordu.


Arşivlerdeki 125 milyon belgenin 80 milyonunun tasnifi tamamlandı. Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı`nda sakladığımız belgeler, 70-75 kilometre raf uzunluğuna sahiptir.``
 

İstanbul'un Kurtuluşu (6 Ekim 1923)
İstanbul'un Kurtuluşu (6 Ekim 1923) tarih 06.10.2010, 19:06 (UTC)
 İstanbul'un 5 yıl süren işgali, Türk Ordusu'nun 6 Ekim 1923 günü coşkun bir bayram havası içinde, sevinç gözyaşları arasında ve çiçek yağmuru altında kente girmesiyle sona erdi. ...



Tarih sahnesinde var olduğundan beri bağımsız yaşamış Türk Milleti, 1. Dünya Savaşı’nda müttefikleri yenilgiyi kabul edip savaştan çekilince yenilmiş sayıldı…

İtilaf Devletleri donanmaları 30 Ekim 1918′de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’na dayanarak 13 Kasım 1918′de Haydarpaşa önlerine demirleyip İstanbul’a girdiler. Fiilen gerçekleşmiş olan işgal, 16 Mart 1920 günü resmi işgale dönüştü.

Türk’ün Son Başbuğu Gazi Mustafa Kemal Paşa, Adana treninden inip Haydarpaşa rıhtımına ayak bastığında düşman gemilerinin zafer bayrakları açmış şekilde toplarını sağa sola çevirerek İstanbul limanına girdiklerini, gayri Türk azınlıkların da sevinç çığlıklarıyla karşı sahilleri çınlattığını görünce, “Geldikleri gibi giderler” demişti.

Kurtuluş Savaşı’nın zaferle bitmesinden sonra Refet (Bele) Beğ komutasındaki bir Türk birliği İstanbul’a girdiyse de, işgali resmi olarak kaldıramadı.

18 Eylül 1923′de Batı Anadolu tamamen düşmanlardan temizlendi. Mudanya Ateşkes Antlaşması’yla İstanbul, Boğazlar Bölgesi ve Doğu Trakya kurtarıldı.

İmzalanan Lozan Barış Antlaşması gereğince de düşman askerleri altı hafta sonra İstanbul’dan ayrılacaklardı. 4 Ekim 1923 günü düzenlenen bir törenle Türk Bayrağı’nı selamlayarak şehirden ayrıldılar.

5 Ekim 1923′te şehrin Anadolu yakasına gelen Türk Ordusu, 6 Ekim 1923 günü coşkun bir bayram havası içinde, sevinç gözyaşları arasında ve çiçek yağmuru altında İstanbul’a girdi. Böylece 5 yıl kan ağlayan güzel İstanbul kurtulmuş oldu.

 

yunanlı tarihçinin soykırım yorumu
osmanli devleti tarih 25.09.2010, 13:43 (UTC)
 
 

enver pasadan van minute
osmanli-devleti tarih 20.09.2010, 18:51 (UTC)
 







Enver Paşa’dan 1917’de Amerika’ya ’One minute’


Türkiye'nin İsrail'e yaptığı 'one minute' uyarısının benzerinin Osmanlı Ordular Başkumandan Vekili Enver Paşa tarafından 1917 yılında Amerika'ya söylenilmesi istendiği ortaya çıktı.






 


 



Enver Paşa, 3. Gazze Savaşı'nda İngiltere ile savaştıkları dönemde Amerika'nın İngiltere'ye destek verdiğini ve Filistin'de Yahudi bir devletin planlandığına dikkat çekiyor. Asıl savaşın Osmanlı Devleti ile ABD arasında yaşandığına dikkat çeken Enver Paşa'nın "kızıl hilal damgalı" gizli belgesi Osmanlı arşivinde ortaya çıktı.



 


AMERİKA İL SAVAŞIYORUZ

Adanalı Tarihçi Cezmi Yurtsever, Amerika'nın desteği ile İngiltere ve Osmanlı orduları arasında gerçekleşen 3. Gazze savaşı'nın sona erdiği 8 Ekim 1917 tarihinde "Amerika ile savaşıyoruz" mesajının verildiği gizli istihbarat raporunu Dışişleri Bakanlığı'na bildirdiği kaydetti. Yurtsever, "Osmanlı arşivinde Başkumandanlık, şube-2/47420. numara 8280'de kayıtlı bulunan ve üzerinde çok gizli olduğunu yansıtan mektupta şu ifadeler yer alıyor:"Dışişleri Bakanlığına. Filistin'de Yahudi Hükümeti Kurulmasına dair.' Devletli Efendim Hazretleri. Amerika Birleşik Devletleri Reisi Wilson'un 17-9-1917 tarihli İsviçre gazetelerine gönderilen telgrafların içinde yazılı olanlara bakılırsa işbaşındaki Rusya Hükümeti'ne hususi bir mektup yazıp Filistin'de bir Yahudi hükümeti tesisi kararlaştırılmış olup amaçların gerçekleşmesi için çalışılacağı Rusya'nın dahi yardımda bulunması istendiği Bern Ateşe militerliğinden bildirilmiştir. Bu konuda bilgi sahibi olunması. 8 Kasım 1917. Osmanlı Ordular Başkumandan Vekili Enver."



 



 


AMERİKA REİSİCUMHURU SİYONİSTLERE SÖZ VERDİ 

Enver Paşa'nın kızıl hilal damgalı gizli mektubunda yazılanları doğrulayan ve Osmanlı ile ABD'nin Filistin'de İsrail Devleti ile savaş halinde olduğunu açıklayan ayrıntılı rapor Viyana Büyükelçisi Hüseyin Hilmi Paşa tarafından 14 Kasım 1917 tarihinde "Mahremdir(Gizlidir)" başlığı altında Osmanlı Dışişleri Bakanlığı'na bildirildiğine dikkat çeken Yurtsever, raporda Enver Paşa'nın görüşlerini doğrulayan şu görüşlere yer verildiğine dikkat çekiyor: "Filistin'in bağımsız bir hükümet şekline dönüştürülerek idaresinin Musevilere verilmesi Amerika Reisicumhuru tarafından Siyonistlere söz verilmiştir. İngiltere Hükümetinin bu sözlere katıldığı Viyana'da gizlice toplanan Siyonist komitesinin Ameri ve İngiltere Siyonistlerinden gelen raporlardan öğrenildi.


İngiltere Dışişleri Bakanı Balfur tarafından (Siyonizm Destekcisi) Lord Rotschild'e gönderilip hemen her memleketin basınına verilen 7 Kasım 1917 tarihli mektubun içinde yazılı olanlar adı geçen topraklarda (Filistin'de) bir İsrail Hükümetinin kurulması İngiltere'nin kesin kararıdır. 17 Kasım 1917, Viyana Büyükelçisi Hüseyin Hilmi"


OSMANLI 25 BİN ASKERİNİ KAYBETTİ

Tarihçi Cezmi Yurtsever,gizli belgede Enver Paşa'nın savaştıklarını kişilere desteğin ABD'den geldiğini anlatıyor. Yurtsever, "Osmanlı'ya bağlı Filistin topraklarında Amerika'nın lojistik destekleri ile gerçekleşen 3. Gazze savaşı sonrasında İngiliz ordusu 9 Aralık 1917 tarihinde Kudüs'e girdi. Bu savaşta Osmanlı ordusu 25 bin civarında asker kaybetti. Sayıları 50 bine ulaşan Osmanlı askerlerinin Filistin'in muhtelif yerlerindeki toplu mezarlarının fotoğraflarını çekme ve arşivleme görevi Kudüs'teki Amerikan kolonisi gerçekleştirdi. Çekilen fotoğraflar ABD'nin Kongre Kütüphanesi Filistin tarihi fotoğraflar bölümünde dosyalandı.


 

<-Geri

 1  2  3  4  5 Devam -> 
 
  • Burdasin: Ana Sayfa
    Bugün: 269
    Tıklama: 670
    Çevrimiçi:
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol