kurdoglu muslihittin reis
Kurdoğlu Muslihittin Reis'in babası Kurt Ahmet Reis, Fatih Sultan Mehmet'in donanmasında görev almış korsanlardan biridir. Kurt Ahmet Reis yaşı ilerlediği için inzivaya çekilmiş, yerini en büyük oğlu olan Muslihittin'e bırakmıştır. Bunu kutlamak için de Muslihittin'in yavuklusunu bulundukları köye gemiyle getirtmek ister. Lakin yolda, Philippe Villiers de L'Isle-Adam'ın emrindeki Rodos Şövalyeleri'nden birisi Muslihittin'in yavuklusunu kaçırır. İntikam ateşiyle yanan Kurdoğlu en sonunda Kanuni Sultan Süleyman'ın da izniyle Rodos'u fetheder.
Kurdoğlu Muslihittin, Akdeniz'de ecnebi korsanlara göz açtırmaz ve filosundaki gemilerin sayısı 50'yi bulur. Kendini güçlü hissettiği zaman, Karadeniz Bölgesi'nden binlerce levent toplar ve İtalya'ya gider. Papa'yı kaçırmayı düşünen Kurdoğlu, beraberinde olan leventlerine kıyamaz ve kişisel bir mesele için onca levendin canına kıymak istemez geri döner. Donanmasından 10 adet gemiyle Bab-ı Ali'ye gider ve Yavuz Sultan Selim'in huzuruna çıkar. Ondan Rodos'u fetih izni ister. Yavuz Selim ise o sıralar Arap Yarımadası'na fetih hazırlıkları içerisindedir. Fetihten sonra Rodos için söz alır Muslihittin. Arap Yarımadası fethedildikten sonra Yavuz Selim'in ömrü yetmez. Muslihittin Reis pes etmez ve Kanuni Sultan Süleyman'ın huzuruna çıkar. Ondan fetih için söz alır. 400 gemiyle Rodos fethedilir. Muslihittin Reis intikamını alır.
Fiziksel özellikleri; lacivert gözlü, uzun boylu, atletik yapılı. Çok zeki ve geleneklerine çok bağlıdır. 3 kardeşi de kendisinin oğlu gibidir. Hayatı boyunca birçok köleyi azad etmiş, birçok korsan gemisi ele geçirmiş, birçok şövalye öldürmüştür. Yavuz Sultan Selim ile çok iyi ilişkileri vardır. Yavuz Selim kendisini Arabistan'ı fethettikten sonra yanına çağırmıştır. Orada yaklaşık 1 ay Yavuz Selim'in misafiri olarak kalmıştır. Kanuni ise Muslihittin Reis'i, kişisel çıkarları için devleti kullanan biri olarak görmüş, Rodos'un fethinden sonra Philippe Villiers de L'Isle-Adam için "Şu yaşlı adamı Rodos için yurtsuz bıraktık, bırakın yaşasın" demiştir ve onun tebaasıyla birlikte Malta'ya kaçıp orada örgütlenmelerine olanak tanımıştır.
Ayrıca, Kurdoğlu Muslihittin Reis'in hikayesini anlatan Bekir Büyükarkın tarafından yazılmış 1966 tarihli "Suların Gölgesinde" isimli bir roman ve 1991 yapımı "Osmanlı Bedel İster-Kurdoğlu" isimli bir film de mevcuttur.