sultan 1 murad rumelide fetih
Süleymân Paşa gibi cevval bir kumandanın ve hemen arkasından Orhan Gâzî gibi azim ve kudretli irâde sahibi bir hükümdarın vefât etmesi, Rumeli fütûhatının gelişmeye başladığı bir zamana rastlamıştı. Orhan Gâzi’nin yerine geçen Murâd Han’ın ilk elde Anadolu’da harekâta girişmesinden ümitlenen Bizanslılar; Burgaz, Çorlu ve Malkara’ya saldırıp geri aldıkları gibi, sahil şehirlerini de elde etmeye çalışıyorlardı. Ancak Rumeli’de Osmanlı kuvvetlerine kumanda etmekte olan Lala Şahin Paşa, Hacı ilbeyi ve Evrenos Bey telâş göstermeyerek, yeni Sultan’ın Anadolu vaziyetini düzeltip avdetine kadar, müdâfaayı ellerindeki az sayıda askerle, soğukkanlılıkla idare etmeleri, vukuu muhtemel bir paniğin önüne geçti. Anadolu’daki işleri yoluna koyan Murâd Han, Rumeli’ye geçer geçmez faaliyete başladı. İlk olarak Rumeli fütûhatı sırasında askerî ehemmiyetini takdir ettiği Edirne’yi fethe karar verdi. Bundan dolayı Edirne’nin gerisini emniyet altında bulundurmak ve İstanbul tarafından gelecek bir Bizans taarruzuna mâni olmak için Çorlu, Keşan, Dimetoka, Pınarhisar, Babaeski ve Lüleburgaz’ı fethederek, Anadolu’dan Türk göçmenler getirip bölgeye yerleştirdi. Murâd Han’ın bütün kumandanları davetiyle, Lüleburgaz’da toplanan bir harb meclisinde alınan karar üzerine Lala Şahin Paşa mühim bir kuvvetle Edirne’ye gönderildi. Bulgarların Rumlara yardım etmeleri ihtimâline karşı sağ koldan Karadeniz sahiline doğru ilerleyen bir kısım kuvvetler, Kırklareli’ni ele geçirip o kısmı tuttular. Diğer taraftan Serez ve Drama taraflarında bulunan Sırpların da müdâhaleleri düşünülerek, sol kola me’mur edilen Evrenos Bey kuvvetleri de Dımetoka’nın batısına doğru sevkedilerek müdâfaa tertibatı aldılar. Nihayet Babaeski ve Pınarhisar arasında Sazlıdere mevkiine gelmiş olan Rum ve Bulgar kuvvetleri ile yapılan kat’i bir meydan muhârebesinde düşman bozuldu ve Edirne zaptedildi (1363).
Sultan Murâd, Edirne’nin idarî işlerini yoluna koyduktan sonra, Dimetoka’ya giderek, bir müddet için burayı kendisine karargâh yaptı. Lala Şahin Paşa’yı kuzeyde Filibe ve Zağra taraflarına sevk ettiği gibi, Evrenos Beyi de Batı Trakya’ya Gümülcine’nin zaptına me’mur etti. Edirne’nin fethinden sonra, kısa sürede pirinç zirâatiyle meşhur olan Filibe ve Gümülcine ile o havalideki bâzı yerlerin Osmanlıların eline geçmesi; Bizans, Bulgar ve Makedonya’daki Sırpların birbirleriyle irtibatlarını kestiği gibi, bu memleketleri de tehdîd edıyorou. Bundan dolayı Filibe ve Edirne’nin geri alınmasını zarurî gören Balkan devletleri, buna hazırlanmaya başladılar.
Düşmanın er geç toplu olarak üzerine geleceğini tahmin eden Murâd Han, fethedilen yerlere mütemadiyen Anadolu’dan göçmen naklederek bölgede müslüman nüfûsun artmasını sağladı. Osmanlının âdil idaresinden memnun olan hıristiyan ahâliden beklediği yardımı göremeyen Bizans, bir sene sonra Osmanlı Devleti’yle anlaşıp fütûhatını tanıdı. Ayrıca bu bölgeleri geri almak için herhangi bir harekâta girişmeyeceğini, Osmanlıların Anadolu’da yapacakları herhangi bir harekâtta onlara yardım etmeyi de taahhüd ediyordu.