topkapi I. avlu
Birinci Avlu'ya Bâb-i Hümâyun'dan girilir. Çesitli tören ve alaylara sahne olmuþ olan bu avlu, Sarayin halka açik olan tek bölümüydü. Avluda Orta Kapi yakininda yer alan ve günümüze sadece temel kalintilari ulasan Deavi Kasri, halkin arzuhâllerini Saraya ilettigi yerdi.
Avlunun sol tarafinda Odun Ambari Ocagi ile Hasircilar Ocagi (bu alana 19. yüzyýl sonunda insa edilen idare, karakol binasi ile arkasindaki Patrikhane Sarayi'nin kalintilari günümüze ulasmistir), Aya irini (Saint Irene) Kilisesi ve Darphâne-i Âmire; sag tarafinda ise Maliye Nezareti, Enderun Hastanesi, Saray için ekmek ve simit imal eden firinnlar, Has Firin Camii ve görevlilerin kaldigi mekânlar, II. Mahmud devri çesmesini içeren erken devir bir su terazisi ile Orta Kapi'ya yakin bir yerde Cellat Çeþmesi olarak bilinen ikinci bir çesme yer alirdi
Patrikhane Sarayý Kilisesi olarak inþa edilen Aya rini, bu avludaki en eski yapidir. Haliç yönünde Kozbekçileri Kapisi ve Marmara yönünde Çizme Kapisi ile Hasbahçe ye açilan meydandaki en önemli yapý, 6. yüzyýlda inþa edilen, Bizans dönemine ait bu kilisedir. Aya irini Kilisesi, önce Sarayin silah deposuyken, Fethi Ahmed Paþa zamanýnda bir arkeoloji müzesine, o müzenin 1894'te bugünkü binasina tasinmasinin ardindan da askerî bir müzeye çevrilmistir.
Kilisenin yaninda yer alan Saray atölyeleri, kökenini Roma imparatorlugu'ndan alan ve Osmanli da sürdürülmüs olan bir ananeyi yansitir. Buralarda Saray'in marangozluk, kitap ciltleme, kitaplarin tezhibi, deri iþleri gibi ince iþçilikleri yaninda devletlere gönderilecek hediyeler de hazirlanirdi.
Birinci Avlu'nun en ilginç körelerinden biri de Cellat Çesmesi'dir. Bâbüsselâm'dan girmeden evvel sað tarafta bu yapýyý görürüz. Saray'in odunluklari da yine bu bölgede yer alirdi.