1876 yılı Amerika’nın bağımsızlığını kazanmasının 100. yıldönümüydü. Ülkenin kuruluşunun bu önemli kilometretaşı, tüm dünya ülkelerinin katılımı ile organize edilecek bir fuar ve sergi ile kutlanması planlandı. TURKAVENUE, Türklerin Amerika’da katıldığı ile fuarın tüm detaylarını ortaya çıkardı. Daha önce Osmanlı Devleti’nin ABD’de katıldığı ilk fuarın 1893 yılında Chicago’da Christopher Columbus’un Amerika kıtasını keşfinin 400. yılında gerçekleştirilen ‘World's Columbian Exposition’ olduğunu Araştırmacı Sedat İşçi ortaya çıkarmıştı. Ancak TURKAVENUE bu fuardan 17 yıl önce Osmanlı Devleti’nin, Amerika’da düzenlenen bu fuara katılmak için nasıl hazırlandığını, ne düzeyde katıldığını ve hangi ürünleri sergilediği bilgilerine ulaştı.
Osmanlı Devleti fuar hazırlıklarının yapıldığı 1876 yılında ilk kez Anayasa ile tanışmış, iyice yayılan Bulgar İsyanları ile mücadele etmeye ağırlık vermişti. Osmanlı pavyonun açılması için hazırlıklarının yapıldığı Mayıs ayında bir darbe ile Sultan Abdülaziz tahtan indirilmiş, gözaltında bulundurulduğu Feriye Saraylarında 4 Haziran 1876 günü bilekleri kesilmiş olarak ölü bulunmuştu. Osmanlı hükümeti iç karışıklık devam ederken, uluslararası alanda kendi kültür ve değerlerini tanıtmayı da ihmal etmedi.
Fuarın renkli geçmesi için özellikle Kahire ve İstanbul’dan katılımın olması önemliydi. Tarihi değerleri ve kültürleri itibariyle bu ülkeler fuarda ilgi çekecek pek çok özelliğe sahipti. Amerika’nın Kahire, Tunus ve İstanbul başkonsolosları bu ülkelerden katılım sağlanması için yoğun çaba harcadı.
Osmanlı Devleti’nin Washington temsilcisi Guy d’Aristarchi, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın fuar davetiyesini İstanbul’da hükümete iletirken, ‘Bu fuar Osmanlı’nın Amerika’ya olan samimi duygularının göstergesi olması’ açısından çok önemli olduğunu söyledi. Ancak fuar sadece samimi duyguların değil, Osmanlı tütününden kahvesine, halısından kilimine Amerikan pazarına tanıtmak için de büyük bir fırsattı.
Hem Osmanlı, hem de Mısır ve Tunus, 1867 yılında Paris’te, 1873 yılında da Viyana’da gerçekleştirilen fuarlarda uluslararası ticaretin tadını almıştı. Üç ülke de Avrupa’daki fuarlardan sonra Amerika’nın davetine icabet etmekte tereddüt etmedi.
40’tan fazla ülkenin temsilci gönderip standlarını açtığı fuar, Philadelphia’da gerçekleştirilecekti. Katılımcılar arasında Avrupa ülkelerinin dışında Orta Doğu’yu temsilen Osmanlı Devleti, Mısır ve Tunus da vardı.
Planları 1870 yılında başlayan fuarın yabancı ülkelerin daveti 1874 yılında başladı. Osmanlı ve Tunus Şubat 1875’te, Mısır Nisan 1875’te davetiyeyi resmen kabul etti. İran başta daveti kabul etti ancak sonra temsilci göndermekten vazgeçti.
The Centennial Exhibition (100. Yıl Fuarı) Philadelphia’da Fairmont Park’ta 10 Mayıs – 10 Kasım 1876 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Fuar başladığında Abdülaziz tahtaydı, bittiğinde Abdülhamit tahtı devralmıştı. Osmanlı Devleti, Philadelphia’da Türk Kahve Evi ve Kapalıçarşı standları ile fuara katılmaya karar verdi. Mısır ve Osmanlı Devleti fuarda aynı büyüklükte mekana sahip olacaklardı. Ancak Osmanlı Devleti’ne fuarda daha sonra daha büyük bir sergi alanı tahsis edildi.
Yabancı ülkelerden fuardaki temsilleri için bir komisyon kurmaları istendi. Bu komisyon Amerika’daki fuar işlerinin takibi ve fuara katılacak firma ve şahısların katılımda organizasyonu sağlayacaktı.
MISIR HİDİVİ’NİN OĞLU HEYET BAŞKANI
Mısır hükümeti Hidiv İsmail Paşa’nın oğlu Prens Muhammed Tevfik’i fuar komisyonunun başına getirdi. Mısır hükümeti fuar için 60 bin dolar bütçe ayırdı. Bu bütçenin 5 bin dolarını komisyon üyelerinin harcamaları için verdi. Mısır fuara 140 valizden oluşan ürün ve eşya ile katıldı. İskenderiye Limanı’ndan gönderilen yaklaşık 35 ton ağırlığındaki fuar malzemeleri 18 Ocak 1876’da Philadelphia’ya ulaştı.
Tunus’un fuardaki temsili sadece Bayındırlık Bakanı Sidi Hussain ve Tunus’taki Amerikan başkonsolosu George Heap tarafından sağlandı. Heap, Tunus’un çok da yaratıcı bir fuar şovuna sahip olacağını düşünmüyordu. 58 ayrı paket ve 7 ton ağırlığındaki fuar malzemeleri fuar açılmadan bir hafta önce Philadelphia’ya ulaştı. Tunus pavyonu Heap’i şaşırtacak derecede organize ve güzeldi.
OSMANLI FUAR KOMİSYONU
Osmanlı Devleti’nin fuara katılımının çok önemli olduğunu Amerika’nın İstanbul Başkonsolosu George H. Boker, organizasyondan sorumlu olan A.J. Goshorn’u bizzat iletmişti. Ancak Mısırlıların aksine Osmanlı’yı temsil eden heyet ürünlerini sergilemede daha az organizeydi. Sergileyecekleri ürünlerin listesini zamanında teslim edemedikleri için fuar katologunda Türk ürünleri yer alamamıştı. Osmanlı Devleti Washington, DC’de diplomatik temsilcileri de olmasına rağmen fuarda gerekli şekilde temsil konusunda sıkıntılar yaşamıştı. Fuardaki temsil ABD’de yaşayan Osmanlı vatandaşlarına ve fahri konsolosa bırakılmıştı. Osmanlı Devleti’nin fuardaki temsilinin başında G. DiAristarchi Bey, İtalyan soylularından Kont Tancrede Della Sala ve Türkiye’nin o dönemdeki New York başkonsolosu August Giese fuar düzenleme komisyonun fahri üyesiydi. Ancak komisyonun tüm yükü o dönemde Washington Büyükelçiliği’nde görevli olan Baldazzi Efendi ve Rustem Efendi’nin omuzlarındaydı.
Ve Osmanlı Devleti’nin fuardaki etkinliği. Osmanlı fuar için oluşturduğu komisyon pek çok sıkıntı ile karşılaştı. Bu sorunlar Osmanlı coğrafyasının büyüklüğü, yetersiz ulaşım imkanları ve komünikasyon sisteminden kaynaklanıyordu. Fuarda sergilenecek ürünlerin Balkanlar’dan, Anadolu’dan, Arap ülkelerinden İstanbul’a gelmesi çok zaman alıyordu. Ağustos 1875’te Osmanlı diplomatı d’Aristarchi Newport, Rhode Island’ta tatildeyken işlerin hızlanacağı yönünde Amerikan hükümetine yazı yazdı ancak fuarın açıldığı 10 Mayıs günü Osmanlı’nın pavyonu hazır değildi. Osmanlı Devleti fuara tam bir çıkarma yaptı. Tam 121 kargo paketinden oluşan 13 tona yakın sergi malzemeleri Mayıs ayı sonunda fuar alanına ulaştı. Bu gecikmede kuşkusuz Osmanlı hükümetinin taht değişikliği, iç kargaşa gibi sorunlarla da boğuştuğu bir başka gerçekti.
Yabancı ve yerel katılımcılar 20 dönüm büyüklüğünde fuarın ana binasında standlarını kurdular. Mısır 5,000 square feet ile en büyük fuar alanına sahip olmasına rağmen, Osmanlı Devleti’nin fuar alanında daha fazla eşya ve ürün sergilendi. 1600’den fazla kişi ve kurum ürün ve hizmetlerini Osmanlı pavyonunda sergileme imkanı buldu.
Osmanlı Devleti’nden sadece İngiltere ve Amerika daha fazla katılımcı firma ve şahsa sahipti.
100. Yıl Komisyonu yabancı katılımcıları coğrafi gruplara göre ayırdı. Gül, tütsü, kokulu ağaçlar, baharatlar, kahve ve tütün kokuları Orta Doğu standlarının olduğu yeri kaplıyordu.
Mısır bölümü antik anıtlarla dolu idi. Mısırlılar tanıtımlarını ‘The Oldest People to the Youngest’ sloganı ile yaptılar.
OSMANLI HOŞGÖRÜSÜ PHILADELPHIA’DA
Osmanlı için ayrılan fuar alanında otantik halılar halkın ziyaretine sunuldu. Halılar sergiye açılırken standın arka tarafında çalışmalar devam ediyordu. Fuarı ilk günlerinde ziyaret edenler Osmanlı standlarında çok fazla bir şey göremeselerde, komşuları Mısır ve Tunus’ta da benzer ürünlerin sergilenmesi ve satılması ziyaretçiler için yeterliydi. Halı, kilim, tekstil ürünleri, deri ürünler ve metal işi ürünler uygun fiyata satıştaydı. Osmanlı’da farklı olan şeylerden biri Makedonya tütünüydü. Ayrıca Osmanlı’daki hoşgörüyü simgelemesi ve azınlıkların ülkede huzur içinde yaşadıklarını göstermesi açısından Filistin’deki Arap Hristiyan türbeleri anlatan eserlere de yer verildi. Fuarı gezenlere Türk kahvesinin ikram edildiği Türk Kahve Evi’ni, Türk ürünlerin sergilendiği dört çarşı çevreliyordu. Çarşı şeklinde dizayn edilen standlarda halı, kılıç, kostüm, kilim gibi geleneksel ürünler sergilendi. Bu fuar nargilenin de Amerika ile tanışmasını sağladı. Özellikle ABD’de sonraki yıllarda içkinin yasaklanması ile nargile daha da yayıldı. Bu yayılma haşhaş tüketimini de körükledi.
Philadelphia’da sergilenen ürünler 36 ayrı kategoriye ayrıldı. Sergilenen ürünlerden dikkate değer olanlar diploma ve bronz madalya ile derecelendirildi. 13,104 ürün değerlendirmeye alındı ve Osmanlı standında yer alan 86 ürün ödüle layık görüldü. Osmanlı, fuarın en fazla değerli ürününe sahip olan ülkesiydi. Mısır 34, Tunus 9 eserle ödüle layık görüldü.
Osmanlı’nın değişik yörelerinden fuara getirilen zeytinyağı juri tarafından takdire değer görüldü. Ayrıca ipek kozası da sıradışı liyakat ödülü ile ödüllendirildi. Halı ve kilimler övgü aldı.
Tunus ve Mısır’da getirilen silahların sanatsal olarak gösterişlerine rağmen, pratikten yoksun olmaları eleştiri aldı. Orta doğu ülkelerinden fuara katılan eserlerdan sadece bir kaç tanesinin mekanik ve teknik kategoride yer alması ise bu ülkelerin bu konularda gelişimlerine de bir işaret olarak değerlendirildi.
Fuarda Osmanlı mimarisindeki trendlerin ilüstre edildiği tabak serisi ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Mısır’da çekilen fotoğraflar ve antik anıtların resimleri ile Beyrutlu tüccarların tanıttığı Suriye kostümleri ilgi çekiciydi.
5 BİN DOLARA MALOLAN TÜRK KAHVESİ
İstanbullu Avrupalı kökenli iki işadamı Ludoviç ve Vallauri, inşaa ettikleri caféye Türkiye’den otantik kıyafetli bir garson getirdiler. 5 bin dolara mal olan caféde ziyaretçilerin oturması için divan ve masalar ile veranda bulunuyordu. Café daha çok erkekler içindi ancak cafenin bitişiğindeki bölüm bayanlar için ayrılmıştı. Tütün ve kahve 15 cent’ten katılımcılara satılıyordu.
Fuar 10 Kasım’da sona erdiğinde sergilenmek ve satılmak için getirilen ürünlerden kurtulmak için değişik yollar denendi. Philadelphia’da sergilenen ürünlerin pek çoğu geri ülkelerine götürülmedi. Pek çok Amerika müzesi ve özel koleksiyoncular Mısır ve Tunus’tan getirilen antik eserleri satın aldı. Fuara katılan ülkeler sergiledikleri kimi ürünleri de diğer ülkeler ile değiştirme yoluna gitti. Tunus ile Meksika ağaç fidelerini değiştirirken, Georgia Eyaleti Tarım Bakanlığı, Tunus ile bağ ve bahçelerde kullanılmak üzere tohum değişimine gitti.
Tunus’un fuarda satmadığı diğer ürünler ise 2 Aralık tarihinde New York’ta sosyeteye açık artırma ile satıldı. New York sosyetesinden ünlü Tiffany mücevher markasının sahibi Lewis Tiffany aralarında bir Türk kılıçının da bulunduğu pek çok ürünü ucuz fiyata alma imkanı buldu. Tunuslu komisyon üyeleri fuardaki eserleri toplam 4 bin 525 dolara sattı.
FUARDA YAŞANAN TARTIŞMALAR
Türk ve Tunus standları ürün satışı yaparken, Mısır standlarından satılan herhangi bir ürün yoktu. Türk ve Tunus standlarına gösterilen ilgi Mısır pamuklarına Amerikan tüccarlar tarafından dikkat çekilmemesi anlamına geliyordu. Bundan endişe duyan Mısır fuar yetkilisinin imdadına Amerikalı bir tütün satıcı yetişti. Amerikalı Messrs Fleming Türklerin fuarda tütün satışını protesto etti. Çünkü tütünlerin satış hakkı kendisindeydi. Bunun üzerine Türk yetkililer sattıklarının yüzde 20’sini bu şirkete vermeyi kabul ederek satışa devam ettiler. Fuarın ilerleyen günlerinde şikayet sırası Türkler’deydi. Onlar da Tunus standlarından şikayetçi oldular. Çünkü her ülke kendisine ait ürünlerin satışı ile yetkili iken Tunus, kendisine ait olmayan ürünleri de satıyordu. Fuar Amerikan kamuoyunun dikkatini çekmede çok başarılı olmadı.
FUARDAKİ İLKLER
Fuarda sergilenen 102 cm çapında ve 1400 beygir gücündeki sanayii tipi dev buhar makinası (yukardaki resimde) ve diğer otomatik makinalar Amerika'lıların Avrupa'ya ne kadar büyük bir teknolojik fark yaptığını göstermesi bakımından önemlidir. Fuarda Graham Bell'in buluşu; telefon, Remington'un kişisel yazı makinası; daktilo, elektrik dinamosu gibi yeni sanayi icatları da sergilenmiştir.
Osmanlı Devleti'nin ilk katıldığı 1893 Chicago World Fair'in fotoğraflarını burada bulabilirsiniz. Bu fotoğraflar Rahip Peter Engel tarafıdan çekilmiş olup Abbey Banner'in 2008 yılında yayınladığı "Meet me in Chicago, Peter; meet me at the Fair," eserinde yayınlanmıştır.